4 Mart Dünya Obezite Günü
Obezite tüm dünya ile birlikte ülkemizde de hızla artmaktadır. DSÖ’nün 2021 yılında yayımlanan raporuna göre 2016 yılında dünyada erişkinlerin %39’unun fazla kilolu veya obez, %13’ünün ise obez olduğu; 2030 yılına kadar 1 milyar insanın obezite yaşayacağının tahmin edildiği bildirilmiştir. DSÖ’nün 2024 tarihli raporuna göre ise 2022 yılında erişkin nüfusun %43’ünün fazla kilolu veya obez, %16’sının ise obez olduğu belirtilmiştir.
Dünya Obezite Federasyonu’nun 2023 yılı raporunda, mevcut eğilimler devam edecek olursa, 2035 yılında dünya genelinde obezite ile yaşayacak insan sayısının 1,9 milyar olacağının tahmin edildiği bildirilmiş ve bunun her 4 kişiden 1’i olacağı vurgulanmıştır. Bu tahmin aynı zamanda 2035 yılında dünya nüfusunun yarısının (4 milyar kişi) fazla kilolu veya obez olacağına işaret etmektedir. Yine aynı rapora göre 2020 yılında her 11 çocuktan 1’inin obez olduğu, 2035 yılına kadar %100’ün üzerinde bir artış sonucu 400 milyon çocuğun obeziteye sahip olacağı öngörülmektedir. Ayrıca obezitenin fiziksel, ruhsal ve sosyal sağlığa olumsuz etkilerinin akademik performansı da içereceği unutulmamalıdır. DSÖ’nün raporuna göre 2022 yılında 160 milyon 5-19 yaş çocuk ve ergen ve 37 milyon 5 yaş altı çocuk obezdir. Dünya Obezite Federasyonu’nun 2035 yılı tahmini ise toplamda 400 milyon çocuğun obez olacağı yönündedir.
Obezite ile mücadelede “önleme” çalışmaları, yani obezite ve komplikasyonlarının meydana gelmemesi için uğraş vermek esastır. Bu kapsamda toplum eğitimleri ve farkındalık düzeyini artırmaya yönelik çalışmaların devamlılığı önem taşımaktadır. Obezite ile mücadele için tüm yıl/yıllar boyunca çalışmalar devam etmeli, eylemler gerçekleştirilmelidir. “4 Mart Dünya Obezite Günü” gibi özel günler ise konuyu gündeme taşımak, toplumda farkındalık oluşturmak ve dikkat çekmek için önemli fırsatlardır. Her yıl olduğu gibi bu yıl da Bakanlığımız ve İl Sağlık Müdürlüklerimizce, 4 Mart’ta Dünya Obezite Günü için çeşitli etkinlikler planlanmaktadır.
Obeziteden korunma ve obezite ile mücadelede en önemli iki unsur sağlıklı beslenmek ve fiziksel aktivitenin artırılmasıdır. Obezite ve obezitenin neden olduğu kronik hastalıklar ile vitamin ve mineral yetersizliklerinin önlenmesi bireyin sağlığı kadar toplum sağlığı açısından da önem taşımaktadır. Sağlıklı yaşam, sağlıklı beslenmenin yanı sıra aktif bir yaşam için artırılmış fiziksel aktivite düzeyine dayalıdır.
Obezitenin Tedavisi Nasıl Yapılır, Nerelere Başvurulabilir?
Obezite, tedavi edilmediği takdirde yan etkileri ile yaşam süresini kısaltan, yaşam kalitesini bozan, doku ve organları olumsuz etkileyen bir hastalıktır. Obezitenin tedavisinde uygulanabilecek yöntemler; tıbbi beslenme (diyet) tedavisi, egzersiz tedavisi, davranış değişikliği tedavisi, ilaç tedavisi ve cerrahi tedavidir. Diyet tedavisi, artmış fiziksel aktivite ve davranış terapisi “ağırlık kaybı” tedavisinin üç temel bileşenidir.
Obeziteli bireylerde vücut ağırlığını kaybetme başarısının artırılması, hızlı ve hatalı kilo verme yöntemlerinden uzak durulması için birden çok uzmanlık alanının ortak yaklaşımı önemlidir. Obezite tedavisinin başarılı bir şekilde yürütülmesi için; “sağlıklı beslenme, egzersiz ve davranış değişikliği” içeren üçlü tedavi programının; hekim, diyetisyen, fizyoterapist, psikolog ve psikiyatrist gibi meslek gruplarından oluşan bir ekip tarafından uygulanması gerekir.
Obeziteli bireyin diyetisyenler tarafından beslenme durumunun değerlendirilip bireyin yaşına, cinsiyetine, fiziksel aktivite düzeyine, fizyolojik durumuna ve beslenme alışkanlıklarına uygun, yeterli ve dengeli beslenmesini sağlayacak bir beslenme planı yapılması, diyet tedavisini oluşturmaktadır.
Fazla kilolu ve obeziteli bireyler, beslenme ile ilgili konularda doğru bilgi edinmek ve diyet tedavisi almak için, aile hekimi aracılığı ile İlçe Sağlık Müdürlükleri, Toplum Sağlığı Merkezleri ve Sağlıklı Hayat Merkezlerinde verilen beslenme/obezite danışmanlığı hizmetinden yararlanabilir.
Dr. Hüseyin SARIKAYA
İl Sağlık Müdürü
|