14 KASIM DÜNYA DİYABET GÜNÜ
13 Kasım 2023

14 KASIM DÜNYA DİYABET GÜNÜ

 

Diyabet, vücutta insülinin üretilmediği, az üretildiği veya üretilen insülinin etkili bir şekilde kullanılamadığı durumlarda ortaya çıkan, kan şekeri yüksekliğiyle seyreden kronik bir hastalıktır.

Diyabet tüm dünyadan görülen çok önemli bir halk sağlığı sorunudur. Uluslararası Diyabet Federasyonu (IDF), dünya genelinde 382 milyon yetişkinin diyabet hastası olduğunu tahmin etmektedir. Diyabet görülme prevalansı epidemik oranlara ulaşmıştır ve 2035 yılına kadar bu rakamın 592 milyon olması beklenmektedir. Yaşlanan nüfus, kentleşme ve değişen yaşam tarzları diğer kronik hastalıklarla birlikte diyabet epidemisini de hızla artırmaktadır.

Uluslararası Diyabet Federasyonu (IDF) tarafından diyabet prevalansı hakkında yayımlanan güncel veriler, Türkiye’de 20-79 yaş aralığında yaklaşık 7 milyon diyabet hastası olduğunu ve bu rakamın toplam yetişkin nüfusun yaklaşık %15’ine denk geldiğini göstermektedir.

Tip 2 diyabet tüm diyabetlilerin %90’ından fazlasını oluşturur. Yapılan çalışmalarda, yaşam tarzı değişikliklerinin (sağlıklı bir vücut ağırlığına ulaşmak ve orta derecede fiziksel aktivite sağlamak) risk altındaki kişilerde tip 2 diyabet gelişimini önlemeye yardımcı olabileceğine dair çok güçlü kanıtlar bulunmuştur.Tip 2 Diyabet %80 Oranında Önlenebilir Bir Hastalıktır.

Bunun yanı sıra 1,2 milyondan fazla çocuk ve ergen (0-19 yaş) Tip 1 diyabetlidir. Çocuklarda görülen Tip 1 diyabeti önlemek mümkün olmamakla birlikte bu çocukların yeterli tedavi, eğitim ve bakım ile normal ve başarılı bir hayat sürmelerini sağlamak mümkündür.

Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ve Uluslararası Diyabet Federasyonu (IDF) önerileri ile 1991 yılından başlayarak diyabetin önemine dikkat çekmek ve hastalık hakkında farkındalığı artırmak amacı ile 14 Kasım günü ‘Dünya Diyabet Günü’ olarak çeşitli etkinliklerle kutlanmaktadır.14 Kasım Dünya Diyabet Günü, her sene tüm dünyada, diyabet farkındalığını artırmak amacıyla da önemli bir fırsat olmaktadır. 

 

TİP 2 DİYABET İÇİN RİSK FAKTÖRLERİ

 

·         Çeşitli risk faktörleri tip 2 diyabetle ilişkilendirilmiştir ve şöyle sıralanabilir:

·         Ailede diyabet öyküsü

·         Fazla kilolu olmak

·         Sağlıksız beslenme ve fiziksel hareketsizlik

·         Artan yaş

·         Yüksek tansiyon

·         Etnik köken

·         Bozulmuş glukoz toleransı (BGT-normalden yüksek ancak diyabet tanısı eşiğinin altında olan bir kan şekeri seviyesi)

·         Gebelikte diyabet geçmişi ve hamilelikte yetersiz beslenme.

 

Diyabet, tüm organlarda hasara neden olabilen ciddi bir hastalıktır.

             Diyabet iyi tedavi edilmediği takdirde yüksek kan şekerine bağlı çok su içme, sık idrar yapma, ağız kuruluğu gibi yakınmaların yanı sıra göz, böbrek, sinir sistemi ve kalp-damar sistemi başta olmak üzere tüm organlarda hasara neden olabilen ciddi bir hastalıktır. Bugün doğuşsal olmayan körlüğün birinci nedeni diyabettir. Yine böbrek yetmezliğine bağlı diyalize giren hastaların çoğunluğunu diyabetliler oluşturmaktadır. Kalp krizi ve inme geçirme riski diyabetli bireylerde belirgin olarak artmıştır. Obezite ve diyabet kalın bağırsak, karaciğer, pankreas, safra kesesi, rahim ve meme kanseri başta olmak üzere pek çok kanser türünün gelişmesine zemin hazırlamaktadır.

Diyabetle ilişkili şikâyet ve bulguların saptanmasında ailenin rolü önemlidir. Bu konuda ailelerin eğitilmesi hastalara erken tanı konmasında yardımcı olabilecektir. Yine diyabet tanısı konduktan sonra da hastalığın teşhisinin getirdiği psikolojik yükü paylaşmak, hastanın motivasyonunu artırmak, tıbbi beslenme tedavisi ve egzersiz programlarını uygulamak, gerektiğinde kan şekeri ölçümlerini ve insülin enjeksiyonlarını yapmak ya da bireyi tedavi ve takiplerini düzenli yapması yönünde teşvik etmek ailenin sorumlulukları arasında bulunmaktadır. Diyabetli birey bu mücadelede yalnız olmadığını hissetmelidir. Diyabet eğitimi hasta ile sınırlı kalmamalı, tüm aile bireylerini kapsamalıdır.

Diyabetin erken tanısı ve tedavisi, komplikasyonların gelişmesini engellemek ve yaşam kalitesini artırmak için temel amacımızdır. Maalesef diyabet hastası olduğunu bilen ve ilaç kullanan her iki hastadan birindehastalık kontrol altındadeğildir. Dünya’da ve ülkemizde artık bir epidemi olarak nitelendirilen diyabet, hem bireysel hem de toplumsal olarak insan sağlığını olumsuz etkilemekte, yaşam kalitesini ciddi anlamda bozmakta ve ekonomik olarak yük getirmektedir. Bu nedenle diyabet ve komplikasyonlarının önlenmesi ve etkin tedavisinin sağlanması ülkelerin ulusal sağlık politika hedefleri arasında olmalıdır.

                                                                                                                                                             

 

Dr.Hüseyin SARIKAYA

İl Sağlık Müdürü