1 – 7 KASIM DİSLEKSİ FARKINDALIK HAFTASI
DİSLEKSİ
1-7 Kasım haftası “Disleksi Farkındalık Haftası” olarak kutlanmakta, hafta boyunca çeşitli etkinliklerle disleksi hakkında farkındalık çalışmaları yapılmakta, sosyal medya üzerinden de disleksi hakkında bilgilendirici görseller ile yazılar paylaşılmaktadır.
İlk kez 1881 yılında tanımlanan bu bozukluk, Dünya Nöroloji Federasyonu tarafından “geleneksel eğitim ortamında, yeterli zekaya ve sosyokültürel fırsata sahip olmasına rağmen, okumayı öğrenme güçlüğü ile kendini gösteren bir bozukluk” olarak tanımlamıştır. Amerika Psikiyatri Birliği’nin ( APA 2001 ) tanımına göre Özel Öğrenme Güçlüğü; zekası normal ya da normalin üstünde olan bireylerin, standart testlere göre yaş, zeka düzeyi ve aldığı eğitim göz önünde bulundurulduğunda okuma, matematik ve yazılı anlatım düzeyinin beklenenin önemli ölçüde altında olmasıyla tanısı konulan bir bozukluktur.
Disleksinin nedenleri tam olarak bilinmemektedir. Gelişimin erken bir döneminde beyin fonksiyonlarını engelleyici bir etki yapan herhangi bir sürecin (genetik etkenler, konjenital faktörler, prenetal hasar, prenetal zorluklar, beyin hasarı gibi) öğrenme güçlüklerine neden olabileceği ileri sürülmektedir.
En çok kabul gören teoriye göre; disleksi daha en baştan itibaren beyin kaynaklıdır, bazı beyin bölgelerinde bilgi işleme süreçlerinde sorunlar yaşanmaktadır.
Yazılı bir metni çözümlemek (harf ve ses ilişkisini kurarak, kelimeleri doğru olarak okumak) ile ilgili olan disleksi, okuma faaliyetinin doğruluğu ve okumanın akıcılığı yetileri otomatik hale gelmediği zaman kendini gösteren bir durumdur. Dislektik çocuğun okuma güçlüğü belirtileri okuma yazma öğrenimi süreci ile başlar. Bu yüzden çocuk birkaç yıl eğitim alana kadar disleksi tanısı konulamaz. Ancak okuma yazma becerilerinin gelişimi için gerekli olan pek çok temel beceri vardır. Bu becerilerde gözlenen yetersizlikler, risk faktörü taşıyan bireylerin fark edilebilmesi için önemli ipucu niteliği taşımaktadır.
Dislektik bir çocuk harfleri tanımakta, harfleri seslendirmekte, bu becerileri otomatikleştirmekte ve hızlı bir şekilde çözümlemede zorlanır. Dislektik öğrencilerin sesli okumaları yaşlarına, okul düzeylerine ve aldıkları eğitime göre beklenenden daha yavaş ve yanlıştır.
DİSLEKSİ BELİRTİLERİ NELERDİR?
- Okumayı öğrenirken zorluk yaşama
- Okuma hızının beklenenin altında olması
- Yazarken harf atlama
- Bozuk yazma
- Okurken harf atlama
- Okurken kelimeleri değiştirerek okuma
- Okumakta zorlanma
- Yazarken zorlanma
- Harfleri birbirine karıştırma (d-b-d / m-n / t-f / b-p / t-d / f-v / s-z gibi)
- Rakamları ters yazma (3-6-9… gibi)
- 6-9 / 3-8 / 7-4 gibi rakamları birbirinden ayırt etmede zorluk yaşama
- Okuduğunu anlama ve anlatmada zorlanma
- Sıralı ezber gerektiren konuları ezberlemekte güçlük çekme.(Ayların sırası, haftanın günlerini sıralama)
- Çarpım tablosunu ezberlerken veya ritmik sayarken zorlanma
- Renkleri karıştırma
- Sağı solu ayırt etmekte zorlanma
- Kendini, bir konu hakkında fikrini iyi ifade etmekte zorlanma
- Toplama ve çıkarma işaretini karıştırma
- Ayakkabılarını bağlama gibi motor becerilerde zorlanma
- Okula gitmek istememe
- Yazarken sıra, satır atlama
- İmla kurallarını uygun yazmakta zorlanma
- Noktalı ve noktasız harfleri yazarken ve okurken birbirine karıştırma
DİSLEKSİ TEDAVİ EDİLEBİLİR Mİ?
Disleksi bir hastalık değildir ve tıbbi bir tedavisi de yoktur. Disleksi özel eğitim yoluyla oldukça sağaltılabilir ve silikleştirilebilir. Yine de dislektik birey bu özelliklerini yaşamının sonuna kadar muhafaza eder. Disleksinin sağaltılabilmesi için erken tespitlerde ilkokul çağı boyunca gecikmiş tespitlerde okul çağı boyunca özel eğitim desteği alması gerekmektedir.