28 EYLÜL DÜNYA KUDUZ GÜNÜ
Son yıllarda kuduz vaka sayısı belirgin derecede azalmış olmasına rağmen, toplumun bilgilendirilmesi ve farkındalığın artırılması amacıyla 2007 yılından itibaren 28 Eylül Dünya Sağlık Örgütü tarafından ‘Dünya Kuduz Günü’ olarak belirlenmiştir.Kuduz, insanlar dahil bütün sıcakkanlı memelilerde görülebilen, beyine yerleşerek felçlere yol açan ve ölümle sonuçlanan bir virüs hastalığıdır. Ülkemizde kurt, tilki, çakal, yaban kedisi, kokarca ve gelincik gibi vahşi hayvanlarla; köpek, kedi, sığır koyun, keçi ve at gibi evcil hayvanlar hastalığa yakalanabilen hayvanlardır.
Ülkemizde kuduzu insanlara en çok bulaştıran hayvan ise başıboş köpeklerdir.
• Kuduza yakalanmış evcil bir hayvanda bazı huy değişiklikleri görülür.
• Daha önceleri normal davranış gösteren hayvanlar sinirli ve saldırgan olurlar.
• Dikkatlerini çeken her şeye karşı ısırma eğiliminde ve saldırgan olurlar.
• Yutak felcine bağlı olarak yutkunma reflekslerini yitirdiklerinden, sudan korkarlar ve ağızlarından aşırı miktarda salya aktığı görülür.
• Vahşi hayvanlar, insanlara olan korkusunu yitirir ve evcil hayvan gibi insanlara yaklaşabilirler.
• Genelde gece ortaya çıkan vahşi hayvanlar, gündüz de ortalıkta görülebilirler ve dikkatini çeken her cisme saldırırlar.
• Hastalığın ileri safhalarında felç gelişir ve hayvanlar komaya girerek ölürler.
KUDUZUN İNSANLAR ÜZERİNDEKİ BELİRTİLERİ NELERDİR ?
Hastalık belirtileri virüsün vücuda girmesinden itibaren yaklaşık 3-8 hafta sonra ortaya çıkar.
• Hastalık insanlarda ilk önce halsizlik, ateş, iştahsızlık, bulantı, baş ve boğaz ağrısı gibi hastalığa özel olmayan belirtilerle başlar.
• Isırık yeri ve çevresinde ağrı ve kaşıntı görülebilir.
• Yutak felci sebebiyle kuduzun karakteristik belirtisi olan sudan korkma görülür.
• Daha sonra hasta komaya girer ve ölüm meydana gelir.
Hastalığın belirtileri görüldükten sonra ölüm kaçınılmazdır.
KUDUZ NASIL BULAŞIR ?
• Kuduza yakalanmış bir hayvanın ısırmasıyla
• Kuduz hayvanın salyasının açık yaraya, kesik, sıyrık veya çatlak deriye; göz, ağız veya buruna temas etmesiyle,
• Kuduz hayvanın tırmalaması sonucu meydana gelen yaralanmalarla (hayvanın tırnağı kendi salyasıyla bulaşık olabilir.)
• Kuduz hayvanın salyasıyla bulaşık malzemenin (tasma, yular, dizgin vb.) bütünlüğü bozulmuş deriye temasıyla,
• Kuduz hayvanın etinin ve sütünün çiğ olarak tüketilmesiyle.
KUDUZDAN KORUNMAK İÇİN NELER YAPILMALIDIR?
• Kedi ve köpekler kuduza karşı mutlaka aşılatılmalıdır. (Zira, köpeklerin 3 aylık, kedilerin ise 6 aylıktan itibaren aşılattırılmaları ve aşıların her yıl tekrar edilerek bunun belgelendirilmesi hukuki bir gerekliliktir.)
• Evcil hayvanların, başıboş ve/veya vahşi hayvanlarla temas etmesine engel olunmalıdır.
• Başıboş hayvanlara, sevmek veya beslemek amacıyla yaklaşılmamalı ve dokunulmamalıdır.
• Çevrede başıboş, hasta, garip davranışlar sergileyen veya ölmüş hayvan görüldüğünde ilgili yerler haberdar edilmelidir.
( Belediyeler, Muhtarlıklar, Tarım İl ve İlçe Müdürlükleri gibi).
KUDUZ ŞÜPHELİ TEMASTA NE YAPILMALI ?
• Yara veya ısırık bölgesi hiç vakit kaybetmeden (şüpheli temastan itibaren 10 dakika içerisinde) bol akarsu ve sabunla iyice yıkanmalı ve arkasından tentürdiyot gibi iyotlu antiseptikler uygulamalıdır.
• Göz, ağız veya burun şüpheli temasa maruz kalmışsa bu bölgeler birkaç dakika içinde bol suyla iyice yıkanmalıdır.
• Kuduz şüpheli temasa maruz kalan kişi yukarıda belirtilen uygulamaları yaptıktan sonra derhal en yakın sağlık kuruluşuna müracaat etmeli ve hekimin düzenleyeceği aşılama programını aksatmadan uygulamalıdır.
KUDUZ HASTALIĞININ TEDAVİSİ VAR MIDIR?
Kuduz hastalığının belirtisi ortaya çıktıktan sonra tedavisi imkansızdır, hastalık ölümle sonuçlanır. Bu sebeple, burada belirtilen korunma önlemlerine uyulmalı; özellikle yara tedavisi ile kuduz aşısı ve kuduz anti serumu uygulamasının hastalığa yakalanmama hususunda hayati öneme sahip olduğu kesinlikle bilinmelidir. İl Sağlık Müdürlüğümüz tüm sağlık kurumlarına ihtiyaçları doğrultusunda kuduz aşısı ve kuduz anti serumu dağıtımını yapmaktadır.
Ülkemizde kuduzla ilgili olarak aşı ve serum uygulamaları dahil her türlü sağlık hizmetlerinin ÜCRETSİZ yapıldığı unutulmamalıdır.